Verse 1
Önünde küllük,tıka basa dolu küllük,izmaritler üstü pembe ruj,tahrik oldu,olmayıp da ne yapsın,belli tık yok(yok),bundan sonra olmasıysa hayli hayli zor,çıkarttı gözlüğü sonra sildi camları,bunun yaparken insanın güveni hep sıfır,hafta ortasında öğle vakti dandirik bir bar,sonunu bildiğim bir gün ses çıkartmadım,ve geldi bekledikleri tam da tahminim gibi,bir anda dört adam dört,kuşattı çevreyi,açık ve net şekilde talebeler bir yerde,muhabbetinse belli seyri her zamanki yerde,müzikten,okuldan,biraz da hatunsal durumdan harlanan geyikle geçti dakikalar,hatunsal durum dedim yanlış anlama,hepsinin bir tane olayı var,bozdur harca,yine de pek güzel emin ol ki pek güzel,şimdi sövseler bile aranacak bu günler,çünkü sonrasında zerre meymenet yok,olsa zati burada olmam o da ayrı not,azimle sıçtım deldiğim bir tek duvar yok,yirmi beş yaşımda beni aşan bir memlekette, işimdeyim gücümdeyim yük olmak istemem durduk yerde,hiçbir kimseye..
Nakarat
Her senaryo belli,dört adamsanız tabi,bir öfke dahilinde sohbet kader mi sanki? (sanki)
Aynen öyle, bildiğin sualler her bir akşamın sonunda arkadaş dilindeler
Verse 2
Hepsi hızlı gitti,ben de pek tabi ki öyle,tipine baktım onların sonra kendimin,gördüğümse geride kalmış bir devir(devir),sade koy da geç dedim ve sade içtim,içimden öyle söylemiştim ancak içimde vardı ukde,artık öyle zor sabahlamak veya uyanmamak,yeni bir düstur oldu tıraj olup da suratı cümleten kanatmak,sızlanıp vızıldamak değil,derdim alışmak,uyku yoksa dahi on buçukta gubba yatmak,fazla tribe girmeden hemen hesabı istedim,malum işte orda zordu lüzumsuz öfke,içerde daha da kalmadan can havli dışarı çıktım,sarhoş olmanın gazıyla yazmışım mesaj, ‘’kafaya takma fox’ta var tosun paşa’’ , sevinmişim farazi’den gelen cevaplara,tabanvay eşliğinde yürüye yürüye taksime,mesajlaşırken öyle karar verdik faraziyle,on on beş dakika sonra geldi kendisi, ‘’anahtar bende kaldı iş yerinde kimse yok’’,dedim güzel,ufak bir binboğa renk katar bu akşama,sonrasında konuşa konuşa aşağıya,hafta ortasında akşam üstü taksim,sonunu bildiğim bir gün gram ses etmedim
Nakarat
Her senaryo belli,dört adamsanız tabi,bir öfke dahilinde sohbet kader mi sanki? (sanki)
Aynen öyle, bildiğin sualler her bir akşamın sonunda arkadaş dilindeler..
Verse 3
İş hanlarından her şekilde çok çekinmişimdir,içine girdi miydi bende tüyler ürperir,durumu farklı kılabilen bir şeyler isterim,ikinci katta terzinin yanında iş yeri,hemen girişte solda evraklarla dolu masa,karşı cam bakar pavyonumsu bir mekana,nedense şaşmışım peruk satan o dükkana,yarın mesai var içip sıçıp da zırlama,sağıma soluma bakar iken dibini buldu votka,açıldı futbol sohbeti aynı dakikalarda,keşke her yorum yapan Fikret engin olsa,çakıl taşıyla razıyım o dakka futbola,’’haklısın,devam et’’ dedikten sonra,tutmayan kuponlarından biri koydu ortaya,dedim ‘’farazi latifeler peşinde koşma,acıktı burada karnım on on beş midye alsana’’,kısa bir müddet söylenip inerken aşağıya,ben de hanın içinde gitmişim tuvalete,işim normalinden daha uzun sürünce,kapıya geldi bak farazi hanın bekçisiyle,dedim ‘’telaşe yok,motoru bozmuşuz biraz’’,yirmi dakika sonra orda odaya tekrar,evraklarla dolu masa olmuş komple votka,bekçinin yanında vardı Uganda bayrağı,olanı biteni sormak istedim tam o dakika koşarak içeri girdi Ugandalı saatçi,teşekkür etti elini sıktı emektar bekçinin,zabıtadan kaçarken bekçi çekmiş almış,onun gazıyla başladı capoeira dansına,o günden sonra hiçbir şeyden emin olmadım,sonunu bildiğim bir gün ses çıkartma